CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün Genel Merkez’de MYK gündemine dair düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:
“KİBİRLİ SES DUYULDUĞUNDA KANALI DEĞİŞTİRİN”
* Kin ve dehşet şeytanidir, sevgi ve tutku Rahmanidir. bu nedenle tertemiz çocuk kalplerine, kin ve korku tohumlarının ekilmesini, asla lakin asla kabul edemeyiz. Koltuğunu kaybetme korkusuyla, nefretten, kinden, hınçtan medet uman, siyaseten meflûç bir zihniyetin elinden, çocuklarımızın tertemiz beyinlerini, yüreklerini, mutlaka lakin mutlaka kurtarmak zorundayız. Milletimizle birlikte bu nefret dilini, alt ancak sandıkta koparacağız.
* Fakat sandık gelene kadar da, ailelerimizden bir istirhamımız var. Bu kin ve nefretin, evlerinize, çocuklarınızın tertemiz dimağına, ulaşmasına asla müsade vermeyin. Kin ve nefret tohumlarının, televizyonlardan, radyolardan sızarak, çocuklarımızın akıllarını karıştırmasına fırsat tanımayın. Ebeveyn kontrolünü elden bırakmayın.
* O kibirli ses televizyondan duyulduğunda, o kibirli yüz ekranda görüldüğünde kanalı değiştirin. Çocuklarımızı zehirlemesine müsade vermeyin. Çocuklarımıza sevgiyi, hoşgörüyü öğretin. Çünkü bu toprakların inancında; sevgi; acıyı bal, bakırı ise altın eder.
“BAKANLAR, BÜROKRATLAR MEVSİMLİK İŞÇİYE DÖNDÜ”
* Ülkemizde bakanlar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanları, TÜİK Başkanları tek adam parti devleti rejiminde bundan böyle mevsimlik işçiye döndü. Ülkeye “istikrar getirecek” diye pazarlanan, Ucube Şahsım Rejimine, ne bakan, ne de bürokrat dayanıyor. Bu ucube rejim, 3 yıl 6 ay 20 gündür sahiden yürürlükte. 3 yıl 6 ay 20 günde, tam 7 tane Bakan değişti.
* Yine son 3,5 yılda; 3 Define ve Maliye Bakanı, 4 Merkez Bankası Başkanı, 5 de TÜİK Başkanı gördük. Son TÜİK Başkanı da, daha yılını tamamlayamadan, hem de ‘kul hakkı yemem’ dedikten anında daha sonra, ‘vay sen kimsin de kul hakkı yemem’ diyorsun denerek, Ocak ayı enflasyonunu zeka açıklamaya vakit bulamadan görevinden alındı. Kuralları belirli olan teknik bir iş yapan TÜİK’e, acaba neden Başkan dayanmıyor? Kendimce maksat, burayı ‘Tayyib’i Üzmeyen İstatistik Kurumu’ haline getirmek.
“KALAN GAZI AÇIKLAYIN”
* Veriler konusunda bol tezvirat yaşanan bir başka bölge da, Türkiye’nin doğalgaz depolarının durumudur. EPİAŞ daha önce ülkemizin doğalgaz deposundaki stoku, gün, gün açıklıyordu. En son açıklanan data; 18 Ocak tarihinde takıldı kaldı. O tarihte doğalgaz rezervlerinin, yüzde 30’lara değin gerilediği görülüyordu depolardaki. Son iki haftalık veriye bundan böyle ulaşılamıyoruz.
* Tuz Gölü’ndeki stoklarla ile ilgili veriler ise, ‘bilgi bulunamadı’ denerek, en ince ayrıntısına kadar karartılıyor. Belli Ki Tuzlu gölünde, 1 metreküp bile doğalgaz bırakmamışlar. Ama AK Parti Genel Başkanı çıkıyor, ‘Bizim böyle bir sıkıntımız yok, doğalgazımız var, Tuz Gölünün altında stoklarımız var’ diyerek, süre kazanmaya çalışıyor. Peki Tuzlu Gölü’nün altında yeterli doğalgaz stoklarınız varsa neden verileri karartıyorsunuz, niye buna gereksinim duyuyorsunuz? Gün gün açıkladığınız verilere neden sansür uyguluyorsunuz? Mugalatayı bırakacaksınız. Depoda ne kadar gaz kaldı, çıkıp onu açıklayacaksınız.
“GÜÇ GÜNLER BİZİ BEKLİYOR”
* Sayın Genel Başkanımız, Ağustos’tan bu yana, ‘doğalgaz stokunu tahkim edin’ diyerek sizi kaç kez uyardı. Ama bu kibir abideleri söz dinlemedi. Bu ay sanayiye verilen doğalgazda yapılan yüzde 40, elektrikte de üç jurnal kesintinin ardındaki, önümüzdeki ayda da sanayiye verilen doğalgazda, yüzde 20 kesintinin devam edeceği açıklandı.
* Sanayiciye kesintiye uymazsanız, gazınız kesilecek diyen uyarılar, halen gidiyor. Madem gazınız var sanayicinin gazını niye kısıyorsunuz? Bu kesintiler ne dek sürecek? Bunu bir belirlenmiş edin, açıklayın. Kış ağır geçiyor. İran doğal gazındaki basınç sorunu devam ederse, bu basıncı da ‘tırnak içinde’ söylüyorum, gaz arz anlaşmalarının yenilenmesindeki basiretsizlik ve stok yönetimindeki beceriksizlikler sebebiyle, fazla daha zor günler bizi bekliyor.
“EVLERDEN ‘HAKKIMI HELAL ETMİYORUM’ FERYATLARI YÜKSELİYOR”
* Evlerimizdeki enerji faturaları gerçekten fazla can yakıyor. Nereye gitsek halk evine gelen faturayı gösteriyor. Bilhassa elektrik faturaları, milletimizi acınacak halde etmeye başladı. İnsanların evlerinden ‘hakkımı helal etmiyorum’ feryatları yükseliyor. Milletin bedduaları arşa çıkıyor.
* Sarayın ampulleri cayır cayır yanarken, vatandaşlarımız 500 liralık elektrik faturalarını, nasıl ödeyeceğim diye kara kara düşünüyor. Benzine, mazota yapılan zamlar da cabası… Dolar 13,5 lira civarında sabitlendi diye övünüyorlar. Lakin benzin ve akaryakıt fiyatları başını aldı gidiyor. Son bir yılda, benzine yüzde 94, mazota yüzde 115 zam yaptılar. Yeni zamların eli de kulağında. 2 Şubat’ta yakıt ve motorine, 60 kuruş daha yeni zam yapılacağı söyleniyor.
“20 ARALIK’TAN BU YANDAN YAPILAN ZAMLARI GERİ ALIN”
* Buradan sesleniyoruz, madem ‘doları 18 liradan düşürdük’ diye övünüyorsunuz. O zaman 20 Aralık’tan bu yandan, gaza, elektriğe, akaryakıta yaptığınız bütün zamları geri alın. Halk Müziği bunun nedenini anlamadı. Kış günü insanları perişan etmekten vazgeçin. Gazdan, bebek bezinden, undan, tuzdan, milletin yediğinden, içtiğinden aldığınız vergilerden vazgeçin.”
HAMZA DAĞ’A ‘OTEL’ YANITI
“Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul’da kaldığı otelin fiyatıyla ilgili bir takım iddialar gündeme geldi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’da CHP içi kriz iddiasında bulundu. Sizin bu duruma ilişkin yorumunuz ne olacak?” sorusunu yanıtlayan Öztrak, şunları söyledi:
* Yani böylece hafıza yok ki Genel Başkanımızın videosunun gecesinde benzer sisteme başvuruyorlar. Otel Hilton Harbiye troller anında devreye. Benzer dakika yandaş gazeteciler bomboş işler. Bu mekanizmayla insanları hapse attırıyorlar işte sarayın meşgalesi bu. İşte Genel Başkanımızın anlattığı şey tamamen da bu. Tümü benzer tweeti atmış. Zihin fukarası olmak lazım.
* Hamza Dağ’a da şunu söyleyeyim, birey karşısındakini kendi gibi bilirmiş. Söylemiştim zaten. Önce bir burnuna pudra şekeri çeken danışmanın fotoğraflarını kim verdi araştırsın. Tabi AK Parti’nin kontrolündeki trol ordusunun İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ağızlarına pelesenk etmesinin nedenini de acilen çok iyi anlıyoruz. Her şey ortaya çıkıyor. İstanbul’un kaynakları yıllardan beri AK Parti’nin siyasetçisine aktarılmış.
* Bugün gördük AK Parti’de siyaset yapanların, bakanlık yapanların yurtdışı eğitim masrafları bile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden karşılanmış. Acilen bu hortumlar kesilince feryat ediyorlar. Lakin hiç merak etmesinler İstanbul Büyükşehir Belediyesine döşedikleri hortumları nasıl kestiysek sandık geldikten sonradan devletin bütçesinden yandaşların kasasına döşenen hortumları da pek keseceğiz. Milletin parası ahali için harcanacak.